Ana Sayfa EDKH ile Yaşam Doğumsal Kalp Hastalığı Olan Kadınlarda Doğum Kontrolü

Doğumsal Kalp Hastalığı Olan Kadınlarda Doğum Kontrolü

Kadın hastaların hamile kalmaları durumunda anne ve bebeğin risk altında olabileceğini öngörmek gerekir. Bazı hastalarda gebelik ve doğumun normal popülasyondan farklı bir seyir göstermediği bilinmektedir. Özellikle bazı kalp problemlerinde gebeliğin kalp yetersizliği veya ritim bozukluğunu ortaya çıkarabileceği veya artırabileceği önceden belirlenerek ve gerekli önlemlerin alınması ve tedavilerin uygun bir şekilde yapılması planlanmalıdır. Kadın doğum uzmanı ile birlikte hastanın gebeliği ve bebeğin doğumu izlenerek başarılı sonuçlar almak çok büyük olasılıktır. Bebekte kalp problemi varlığı da yapılacak olan fetal ekokardiyografi ile dışlanmalıdır. Ciddi kalp hastalığı olan hastaların hamile kalması önerilmemektedir.

 

Sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde doğumsal kalp hastalığı (DKH) olan tahmini 1,3 milyon yetişkin yaşamaktadır.  Bu kişilerin arısından fazlası kadındır. ve Doğumsal kalp hastalığıyla yaşayan bir kadın olarak, çocuk sahibi olup olmayacağınızı ve ne zaman olacağınızı planlayabilmeniz gerekir. Doğumsal kalp hastalığı bulunan kadınlarda hamileliğin getirdiği riskler geniş bir yelpazede yer alırlar. Bazı kadınlarda risk genel popülasyon için geçerli riskten farklı değildir. Diğer kadınlarda ise kadın ve / veya bebek için hamileliği yasaklayan bir ölüm riski taşır. Bu kadınlarda, doğum kontrolü, hamileliği rahatlıkla önlemeye yönelik bir yöntemden daha fazlasıdır. Yaşamı tehlikeye atacak bir gebeliği engelleyebilir.

 

 

Doğuştan kalp hastalığı olan kadınlar, ergenlik dönemi başladığı zaman (genellikle 12-15 yaşlarında) kontrasepsiyon (ve daha sonra prekonsepsiyon (gebelik öncesi) konusun bilgi almak üzere ortak bir kardiyak / obstetrik / jinekoloji kliniğine yönlendirilmelidir. Yeni tanı almış kadınlarda prekonsepsiyon danışmanlığı için yönlendirilmelidir. Gebelik doğuştan kalp hastalığı olan kadınlar için önemli ölçüde artan risk taşıdığından dolayı istenmeyen gebeliği önlemek için özel çaba gösterilmelidir.

Eğer bir kalp hastalığınız olduğunu biliyorsanız, doğurganlığı, hamileliği ve doğum kontrolünü, durumunuzun çeşitli seçeneklerin güvenliğini nasıl etkilediğini bilen bir uzmanla görüşme fırsatına sahip olmanız önemlidir, bu yüzden size en uygun yöntemler hakkında bilgi verebilirler. Önceden planlayarak, beklenmedik bir gebelik durumuyla uğraşmak zorunda kalmazsınız.

Hangi doğum kontrol yöntemini kullanmak istediğinizi düşünürken yanıtlanması gereken ilk soru: Gebeliğin bana getireceği riskler nelerdir? Bazı kadınlar çok yüksek riskli olacaklardır ve bu nedenle kaza sonucu gebeliğin önlenmesinde çok etkili olan doğum kontrolüne ihtiyaç olacaktır. Düşük risk altındaki kadınlar daha yüksek başarısızlık oranına sahip bir doğum kontrol yöntemi kabul etmeye istekli olabilirler.

Mükemmel doğum kontrol yöntemi daha icat edilmedi – her birinin avantajları ve dezavantajları vardır. Hiçbir doğum kontrol yöntemi yüzde 100 güvenilir değildir (hatta sterilizasyon bile).

Doğuştan kalp hastalığı olan birçok kadının karşılaştığı ilk zorluk, hem kalp durumunu hem de farklı doğum kontrol yöntemlerinin kalbi nasıl etkileyebileceğini anlayan bir doktor bulmaktır. Birçok aile doktoru, doğum kontrolünde uzman olmasına rağmen karmaşık doğuştan kalp hastalığında uzman değillerdir. Benzer şekilde, birçok kardiyologda doğum kontrol yöntemleri hakkında sınırlı bilgiye sahiptir. Sonuç olarak, doğuştan kalp hastalığı olan kadınlar, doğum kontrol seçeneklerini gereksiz yere reddedebilir. Bu onları yüksek riskli bir gebelik riski altında bırakabilir. Ayrıca kalp hastalıklarına yönelik bir risk taşıyan bir doğum kontrol yöntemi de kullanabilirler. Doğuştan kalp hastalığı olan tüm kadınlar, doğum kontrolünde de uzman olan bir kardiyoloğa erişebilmelidir.

 

Dört ana doğum kontrol yöntemi bulunmaktadır:

1)      1. Bariyer yöntemler (prezervatifler, diyafram)

2)      2. Hormonal yöntemler;

a. Kombine doğum kontrol hapları

b. Uzun etkili doğum kontrol yöntemleri (depo iğneleri)

c. Sadece progesteron içeren yöntemler

                            i. Minipill

                            ii. Ertesi gün ilaçları

                            iii. Uzun etkili doğum kontrol yöntemleri (Depo Provera)

3)     3.  Rahim içi araçlar

4)     4.  Sterilizasyon

 

Coitus interruptus’ olarak da bilinen geri çekme yöntemi, gebelikten korunmak için penisin boşalmadan önce vajinadan çıkması ve kadının genital bölgesinden uzaklaşması tekniğidir. Geri çekme yöntemi, spermin vajinaya girmesini önlemeye yardımcı olur. 

Doğum kontrolü için geri çekme yöntemini kullanmak, kişinin kendisini kontrol etmesini gerektirir. Buna rağmen geri çekme yöntemi, doğum kontrolünde tavsiye edilen, etkili bir yöntem değildir. Geri çekme tam zamanlı olmazsa veya boşalma öncesi sıvı sperm içeriyorsa, sperm vajinaya girebilir. Ayrıca geri çekme yöntemi, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan da korunma sağlamaz. Herhangi bir yan etkisi yoktur, ancak hamile kalmamanız çok önemliyse, bu yöntemler sizin için uygun değildir.

 

Prezervatif, gebeliğin önlenmesine ilaveten cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılmasını da önleyen bir doğum kontrol çeşididir. 

 

İki tip prezervatif vardır; erkek prezervatifi ve kadın prezervatifi.

 

Erkek prezervatifi veya ‘kondom’ lateksten, plastikten veya hayvan zarından yapılan erekte penisin üzerine geçirilen ince bir örtüdür. Örtü semenin, yani sperm içeren sıvının kadının vajinasına girmesini engeller.

 

Servikal kep, spermin rahme girmesini engelleyen gebelik önleyici bir cihazdır. Servikal kep, servikse (rahim ağzı) sıkıca yerleşen ve yeniden kullanılabilen derin bir keptir. Cinsel ilişkiden önce servikal kep vajina içine yerleştirilir. Servikal kep, emiş gücüyle yerinde kalır. Doktorun tarif ettiği biçimde yerleştirilmelidir. Çıkarılmasını sağlamak için bir kayışı bulunur.

 

Servikal kep, sadece spermleri engelleyen ve öldüren spermatisidle birlikte kullanıldığında gebeliği önlemede etkilidir. Servikal kep, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korumaz. Bazı kadınlar servikal kepin yerleştirilmesini zor bulmaktadır.

 

Doğal yöntemlerde olduğu gibi, bariyer kontrasepsiyonunun da birkaç yan etkisi mevcuttur. fakat spermisidal kremlerle kullanıldığında bile yüksek bir başarısızlık (gebelik) oranı vardır. AYRICA prezervatifler ek olarak cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaktadır. Servikal kep farklı büyüklüklerde olabilir. Doktorunuz, servikal kepin size uymasını sağlayacak ve servikal kepi nasıl yerleştireceğinizi ve çıkartacağınızı gösterecektir. Doktorunuz, pelvik muayene esnasında servikal kepin uygun konumda olup olmadığını onaylayacaktır.

 

Ancak servikal kep, herkes için uygun değildir. Aşağıdaki durumlarda doktorunuz servikal kep kullanmanızı önermeyebilir:

 

 

  •         Spermatisid ya da silikona alerjiniz varsa.
  •         Vajinal kanamanız ya da vajina, rahim ağzı ya da pelvik bölgenizde enfeksiyon varsa.
  •         Servikal kepin yerleştirilmesini, yerine oturmasını ya da yerinde kalmasını engelleyebilecek herhangi bir vajinal anormalliğiniz varsa.
  •         Pelvik iltihabi hastalık, toksik şok sendromu, servikal kanser, idrar yolu enfeksiyonu ya da servikal doku yırtılması gibi sağlık problemleri geçmişiniz varsa.
  •         Gebelik için yüksek risk taşıyorsanız; 30 yaşından genç iseniz, haftada 3 ya da daha fazla cinsel ilişkiye giriyorsanız, daha önce gebeliği önleyici vajinal bariyer yöntemleri sizde başarısız olduysa ya da muhtemelen servikal kepi sürekli olarak kullanmayacaksanız.
  •          Yakın zamanda doğum veya düşük yaptıysanız ya da kürtaj olduysanız.
  •           Yakın zamanda servikal ameliyat olmuşsanız.
  •           HIV bulaşması riskiniz yüksek ise ya da HIV taşıyorsanız.

 

Vajinal halka kadınlar için, östrojen ve progesteron hormonu içeren doğum kontrol aletidir. Esnek, şeffaf, plastik bir halka olan vajinal halka, vajinanın derinliklerine doğru yerleştirilir ve üç haftada bir değiştirmek gerekir. Vajinal halka, adet kanamasının birinci günü yerleştirilir, yerleştirilmesinin 21. günü, yeni bir adet kanamasının meydana gelmesine izin vermek için çıkarılır. Aynen doğum kontrol haplarında olduğu gibi, çıkarılmasından 2-3 gün sonra kanama başlar. Çıkarıldıktan 7 gün sonra ise, tekrar bir yenisinin takılması gerekir.

Doğum kontrol haplarının kombinasyonuna benzer şekilde, vajinal halka da vücudunuza hormon salgılatarak hamileliği engeller. Yumurtalamayı baskılayarak, yumurtalıklarınızı yumurta bırakmaktan alıkoyar. Vajinal halka ayrıca servikal mukozayı kalınlaştırarak, spermin yumurtaya ulaşmasına engel olur. Vajinal halka, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan koruma sağlamaz.

Kan pıhtılaşması sorunlarında risk artışına neden olabileceği için bazı kalp hastalıklarına sahip kadınlarda bu tür doğum kontrol yöntemleri önerilmemektedir.

Rahmin içine yerleştirilen küçük, plastik bir araçtır. İki türü vardır: bakır sarılı olanlar (ör TT380) ve progesterona benzer bir hormon içerenler (örn. Mirena). Spiralin bakır içeriğinin spermlere öldürücü etkisi vardır. Ayrıca spiralin rahim içerisinde oluşturduğu iltihabi durum gebeliğin  rahme yerleşmesini  önler. Progesteron ihtiva eden spiraller, yumurtlamayı önleyici güce sahiptir. Progesteron içeren Mirena  servikal mukusu kalınlaştırır. Bu sayede spermlerin geçisini önler. Spiral takılır takılmaz koruyuculuk başlar. Spiral çekilir çekilmez de biter.

Spiral nasıl takılır?

Jinekolojik muayene masasında vajen ve rahim ağzı antiseptik solüsyonlar ile temizlenir. Spiral rahim içine uygun yöntemle yerleştirilir. Spiralin ipleri rahim ağzından hafifçe sarkacak şekilde kesilir. Spiralin iplerinin olması rahimden rahatça çıkarılması için gereklidir.

Yaklaşık 1000 kadından biri, spiralin takılırken bayılma reaksiyonuna gösterebilir. Bu reaksiyon eğer uzman bir yardım yoksa ciddi kalp rahatsızlığı olan kadınlar için tehlikeli olabilir. Bu nedenle, eğer spiral kullanılacaksa, kardiyak anestezi uzmanının da bulunduğu bir hastanede spiral konulmalıdır (anestezi genellikle gerekli değildir). Bununla birlikte, Mirena ile gebelik riski son derece düşüktür ve beş yıla kadar etkilidir.

Spiral takıldıktan sonra dikkat edilmesi gereken haller nelerdir?

·     Spiral takıldıktan hemen sonra  geçici ağrı ve kramplar gözlenebilir. Ağrı kesiciler kullanılabilir.

·     Spiralde kayma en çok ilk 1 ayda olduğundan ilk kontrol birinci ayda, sonra altıncı ayda ve daha sonra da hiçbir şikayet olmasa da senede bir jinekolojik olarak kontrol edilmelidir.

·     Spiral takıldıktan sonra proflaktik antibiotik kullanımına yer yoktur. Ancak kişisel hijyene dikkat edilmelidir.

Kongenital kalp hastalığı olan hastalar spiral kullanması güvenilir mi?

Bakır RİA ve Mirena doğum kontrolünü sağlamada etkin ve güvenli yöntemlerdir. Özellikle daha önce doğum yapmamış kadınlarda RİA konulurken ağrı olabilir. Bazı kadınlar bu işlem sırasında baygınlık hissi duyabilirler. RİA konulmadan önce, eğer karmaşık konjenital kalp hastalığınız varsa (örn. Fontan, pulmoner hipertansiyon), jinekololoğunuza bu konuda kardiyoloji doktorunuz ile konuşmasını bildirmelisiniz. Böylece, RİA takılması sırasında oluşabilecek komplikasyonlara karşı alınması gereken önlemlerin olup olmadığını bilmek için önemlidir.

Doğum kontrol ilaçları hem östrojen hormonu hem de yumurtlamayı önlemek için  progesteron hormonu içermektedir. 21 gün boyunca günde bir kez alınır ve ardından 7 gün ilaç kullanılmaz. Alternatif olarak, hormon içermeyen haplar aralıklar sırasında uyumu arttırabilir. Böylelikle, doğum kontrol ilaçları menstruel düzenlilik ve daha hafif kanamaya neden olurlar, ve sonuç olarak anemiye eğilimli kadınlarda avantajlı olabilir. Ek olarak, adet ağrısı, adet döneminde fazla kanama, adet öncesi sendromu ve sivilcelenmeye iyileştirdiği gösterilmiştir.

Kombine doğum kontrol ilaçları muhtemelen en etkili olanıdır, eğer düzenli olarak kullanılırsa yılda 300 kadından daha az olan başarısızlık oranına sahiptir. Özellikle adet düzenini düzenlemek olmak üzere birçok avantajı vardır. Kombine doğum kontrol ilaçları ayrıca bir yama veya vajinal halka olarak da mevcuttur.

Kombine doğum kontrol ilaçlarının en önemli yan etkisi kan pıhtılaşmasına veya pıhtılaşmaya (üç ila dört kat artmış risk) neden olabilmesidir. Pıhtılaşma, yılda 5000 kadında yaklaşık bir hastada meydana gelmektedir. Pıhtılaşma kadınların dörtte birinde ölümcül olabilmektedir. Bu risk (ortalama bir kadın için) hala gebelik komplikasyonları sonucunda ölmenin yaklaşık yarısıdır. Bazı kalp rahatsızlıkları artmış pıhtılaşma riskiyle ilişkilidir ve bu nedenle, bu tür doğum kontrol ilaçlarının sizin için uygun olmadığı söylenebilir.

Doğumsal kalp hastalığı olan hastalar östrojen içeren kombine doğum kontrol ilaçlarını kullanabilir mi?

Östrojen içeren kombine doğum kontrol ilaçları, kan pıhtılaşması (tromboz) riskini artırdığı için  kalp rahatsızlığı veya genel sağlığı kan pıhtılaşma oluşma riski taşıyan kadınlar bunu kullanmamalıdır. Östrojen içeren doğum kontrol ilaçlarının riskleri kalp durumunuza bağlı olacaktır.

Pulmoner hipertansiyon, Fontan sirkülasyonu, aort koarktasyonu, Ebstein anomalisi, Fallot tetralojisi, büyük arter transpozisyonu, soldan sağa şuntı olan ve pulmoner arteriovenöz malformasyonu olan kadınlar kesinlikle östrojen içeren doğum kontrol ilaçları kullanmamalıdırlar.

Östrojen içeren doğum kontrol ilaçlarını aşağıdaki durumlara sahip kadınlar tarafından kullanılmamalıdır:

  •        Kan pıhtıları (tromboz) veya bilinen bir kan pıhtı bozukluğu geçmişi
  •        Kötü kalp fonksiyonu
  •        Karmaşık Fontan onarımları, özellikle eski versiyonu
  •        Siyanoz (“mavi” olmak)
  •        Yüksek akciğer basınçları (pulmoner hipertansiyon)
  •        Sigara içenler, 35 yaş üstü
  •        Kontrolsüz yüksek tansiyon
  •        Kalp krizi veya inme hikayesi

Doğumsal kalp hastalığı olan kadınlar doğun kontrol ilacı kullanabilir mi?

Anevrizması olmayan aort koarktasyonu onarımı yapılmış kadınlar östrojen içeren doğum kontrol ilaçları kullanabilirler. Aynı zamanda ventriküler septal defekti (kalpte müsküler delik) gibi basit lezyonları onarımı sekel kalmadan yapılmış olan kadınlar östrojen içeren doğum kontrol ilacı kullanabilirler.  

Sadece progesteron içeren doğum kontrol hapı olarak da bilinen minipiller, progesteron hormonu içeren ve ağız yoluyla kullanılan doğum kontrol haplarıdır. Karışık doğum kontrol haplarının aksine, minipill östrojen hormonu içermez. Minipill, uterus (rahim) girişindeki mukusu (sümüksü rahim salgısını) kalınlaştırarak spermin rahim içerisine geçişini engellemek yoluyla hamileliği engeller. Ayrıca rahmin iç dokusunu değiştirir ve gebeliğe elverişsiz hale getirir. Minipill bazen yumurtlama sürecini de engeller. Maksimum etkinliğin sağlanabilmesi için her gün minipill kullanılması gerekir.

Tersine, geleneksel düşük doz progesteron içeren ilaçlar  neredeyse hiç tehlikeli yan etkilere sahip değildir ve pıhtılaşmada artışa neden olmaz. Cerazette® (ORGANON Labs Ltd) ovulasyonu engelleyerek doğum kontrolünü sağlamaktadır. İlacı aynı saate alınması gerekmemektedir ve ilacı almak ara sıra unutulsa bile gebelikle sonuçlanma olasılığı daha azdır. Cerazette 5 kadında birinde lekelenme kanamalarına neden olabilmektedir.

Minipill edinebilmeniz için doktorunuzun bir reçete yazması gerekir. Hamile olmadığınız sürece istediğiniz zaman minipill kullanmaya başlayabilirsiniz. Adet dönemizin ilk günü başlangıç için ideal bir zamandır. Doktorunuz tedbir olarak, siz minipill kullanmaya başladıktan sonraki ilk yedi gün için,  eşinizin prezervatif kullanması gibi ekstra bir doğum kontrol yöntemi kullanmanızı önerebilir. Eğer minipill kullanmaya şu durumlarda başladıysanız, yedek doğum kontrol yöntemi uygulamanıza gerek kalmayabilir:

Adet döneminizin ilk beş günü boyunca

  •        Doğumdan sonraki altı hafta ila altı ayda sütünüz hala çok bolsa ve adet görmediyseniz.
  •        Eğer emzirmiyorsanız, doğumdan sonraki ilk 21 gün içinde.
  •        Bir diğer hormonal doğum kontrol yöntemini kullanmayı bıraktıktan hemen sonraki gün.
  •        Kürtajdan hemen sonra.

Minipilli her gün aynı saate kullanmanız önemlidir. Eğer ilacınızı her zamanki süresinden üç saatten fazla olacak şekilde geç aldıysanız, en az iki gün boyunca cinsel ilişkiden kaçının ya da ek olarak bir diğer doğum kontrol yöntemi kullanın.

Sadece progestin içeren ilaçları konjenital kalp hastalığı olan kadınlar kullanabilir mi?

Sadece progestin içeren ilaçlar güvenlidir, ancak her gün aynı saatte alınması gerektiği için etkinliği düşüktür. Riskli bir hamileliğin önlenmesi önemli ise kötü bir seçimdir.

Sadece progesteron enjekte edilebilen (depo) hormon enjeksiyonu (Depo-Provera®)

Depo progesteron kadınlar için progesteron hormonu içeren gebelik önleyici bir iğnedir. İğne, yumurtalıklarınızın yumurta bırakmasını engelleyerek, yumurtlamayı baskılar. Aynı zamanda spermin yumurtaya ulaşmasını engellemek için servikal mukusu da kalınlaştırır. Enjeksiyonları kullanmamaya karar verdiğinizde adetleriniz bir süre düzensiz veya ağır olabilmesine rağmen genellikle adet görülmez. Başarısızlık oranı düşüktür: Yılda 300 kadından sadece bir hamilelik. Kumadin kullanıyor veya iğne fobisine sahipseniz enjeksiyonlar sorun olabilir.

Üç aylık korunma iğnesi, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı korunma sağlamaz.

Üç aylık korunma iğnelerinin bırakılmasından sonra doğurganlığın yeniden kazanılması 10 ay ya da daha fazla sürebilir. Eğer önünüzdeki 1-2 yıl içinde gebe kalmayı planlıyorsanız başka bir doğum kontrol yöntemi kullanın.

Aşağıdakilerin gelişmesi durumunda derhal doktorunuza başvurun:

  •        Baldırlarınızda sürekli ağrı gibi bacaklarda kan pıhtısı belirtileri
  •        Kanlı öksürük, keskin göğüs ağrısı ya da ani nefes kesilmesi gibi akciğerde kan pıhtısı belirtileri
  •        Şiddetli baş ağrısı, konuşmada ve görmede problem veya kollarda ya da bacaklarda uyuşma gibi inme belirtileri
  •        Ani kısmi ya da tam körlük gibi gözde kan pıhtısı belirtileri
  •        Çift görme gibi diğer kan problemleri
  •        Derinizde ya da göz aklarınızda sararma gibi sarılık belirtileri
  •        Ani migren atağı
  •        Alt karında şiddetli ağrı
  •        Depresyon
  •        Ciddi alerjik reaksiyon
  •        Ağır kanama ya da normal kanamanızda sorun
  •        İğne yerinde irin, ağrı, kızarıklık, kaşıntı ya da kanama 

Progesteron kullanımı, kan pıhtısı ve kalp krizi riskiyle ilişkili olabilir. Ama tek başına verilen östrojenin ve östrojenle progesteronu bir arada içeren çoğu doğum kontrol yönteminin kan pıhtılarını artırdığı kanıtlanmıştır. Uzmanların çoğu, sadece progesteron içeren gebelik önleyici yöntemlerin, östrojenle progesteronu bir arada içeren gebelik önleyici yöntemlere nazaran önemli oranda daha az komplikasyon riski taşıdığına inanır.

İmplanon, kadınlar için gebelik önleyici bir implanttır. Üst kolda deri altına yerleştirilir. Sürekli olarak düşük miktarda ve sabit dozda progesteron hormonu salgılayarak, gebeliğe karşı koruma sağlar. Progesteron, yumurtlamayı baskılar, rahim ağzı salgısının yapısını bozarak spermin ilerlemesini engeller, servikal mukusu kalınlaştırır ve rahim iç zarını (endometriyum) incelterek, döllenmiş yumurtanın burada tutunmasının önüne geçer.

Beş kadından biri adet görmez. Implanon, mevcut en güvenli ve en etkili doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Implanon takıldıktan sonra üç yıla kadar gebeliği önler. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara (CYBE) karşı koruma sağlamaz. Gebe kalma riski çok düşüktür: Yılda 1000'den az.

Dikkat edilmesi gereken durum: Bazen kalp hastalığı için kullanılan ilaç bosentan, Cerazette ve Implanon dahil olmak üzere çoğu hormonal kontrasepsiyonlarının etkinliğini azaltabilir, bu nedenle eğer bosentan almanız gerekiyorsa ek kontrasepsiyon yöntemi kullanılmalıdır.

Ancak Implanon herkes için uygun değildir. Aşağıdaki durumlar mevcut ise Implanon kullanmanız önerilmeyebilinir:

  •        Daha önce ciddi kan pıhtıları, kalp krizi veya inme gelişmiş ise
  •        Karaciğer tümörleriniz veya karaciğer hastalığınız varsa
  •        Teşhis edilememiş anormal genital kanamanız varsa 
  •        Bilinen ya da şüphelenilen meme kanseri ya da meme kanseri öyküsü varsa
  •        Implanonun herhangi bir bileşenine alerjiniz varsa
  •        Emziriyorsanız
  •        Fazla kilolu veya obez iseniz

 

Ayrıca aşağıdaki hastalık öyküleri sahipseniz mutlaka bildirin:

  •       Diyabet
  •       Yüksek kolesterol veya yüksek trigliserid
  •        Baş ağrısı
  •        Nöbet ya da epilepsi
  •        Safra kesesi veya böbrek hastalığı
  •        Depresyon
  •        Yüksek kan basıncı
  •        Anestetik ve antiseptiklere karşı alerjik reaksiyon

Implanon ile ilişkili riskler aşağıdakilerdir:

  •       Over kistleri ve kan pıhtıları riskinde artış
  •       Diğer ilaçlarla etkileşim olasılığı
  •       Hafif insülin direnci
  •        Adet yokluğu (amenore) da dahil olmak üzere vajinal kanama biçimlerinde değişiklikler (düzensiz kanamalar 3 ila 9 ay içinde düzelebilir.)
  •        Duygu durum değişiklikleri 
  •        Depresyon
  •        Kilo alımı
  •        Akne
  •        Baş ağrısı
  •        Karın ve sırt ağrısı
  •        Mide bulantısı veya mide bozulması
  •        Baş dönmesi
  •        Cinsel dürtüde azalma
  •         Vajinal iltihap veya kuruluk
  •         Saç dökülmesi
  •         Meme ağrısı ve hassasiyeti 
  •         Viral enfeksiyonlar

Implanon yerleştirilmeden önce jinekolojik muayene olmanız gerekmektedir. Adet döngüsü ve daha önce kullandığınız doğum kontrol yöntemine bağlı olarak, Implanon yerleştirilmesi için uygun zamanı belirleyecektir. Gebelik testi yaptırmanız ve bir hafta süreyle hormonel olmayan ilave bir gebelik önleyici yöntem kullanmanız gerekebilir. 

Aşağıdaki durumlarda ilave bir gebelik önleyici yöntem kullanmanız gerekmeyebilir: 

  •         Daha önce hiç doğum kontrol yöntemi kullanmadıysanız ve Implanon adet döngünüzün ilk beş günü içinde, hatta kanamanız sürerken yerleştirildiyse
  •         Daha önce birleşik doğum kontrol hapı kullanmışsanız ve Implanon son etkin hapı aldıktan sonra yedi gün içinde yerleştirildiyse
  •         Daha önce minipill kullandıysanız ve Implanon aktif hapları alırken yerleştirildiyse
  •         Daha önce gebelik önleyici enjeksiyon kullandıysanız ve Implanon bir sonraki enjeksiyonun uygulanacağı gün yerleştirildiyse
  •         Daha önce Implanon veya rahim içi araç (RİA) kullandıysanız ve Implanon önceki cihazınız çıkarıldığı zaman yerleştirildiyse
  •         Daha önce vajinal halka kullandıysanız ve Implanon yedi günlük halkasız dönemde yerleştirildiyse
  •         Daha önce gebelik önleyici bir deri bandı kullandıysanız ve Implanon yedi günlük bantsız dönemde yerleştirildiyse.
  • Neler Yaşayacaksınız?
  • Implanon yerleştirilmesi genellikle bir doktor muayenehanesinde veya hastanelerde yapılır.

İşlem esnasında

Sırtüstü yatarsınız ve implantın yerleştirileceği kolunuzu dirseğinizden büker ve başınızın yanına yerleştirirsiniz. Doktorunuz üst kolunuzun iç tarafında biseps ve triseps kaslarının arasındaki oluğun yerini tespit edecektir. Lokal aneztezi uygulandıktan sonra cihazı derinizin hemen altına, geniş kan damarları ve sinirlerin üst kısmına yerleştirmek için bir aplikatör kullanacaktır.

İşlemin ardından

Doktorunuz Implanonun varlığını eliyle hissederek doğrulayacak ve size de aynısını yaptıracaktır. Gerekirse, cihazın yerleştiğini doğrulamak için ultrason kullanabilir. Berelenmeyi en aza indirmek için basınçlı bandaj uygulayabilir. Basınçlı bandajı 24 saat içinde çıkarabilirsiniz. Küçük bandajı temiz tutun ve 3 ila 5 gün boyunca çıkarmayın.

Kesi yerinde biraz berelenme, ağrı, skarlaşma veya kanama gelişmesi yaygındır.

Aşağıdaki durumlarda derhal doktorunuza ulaşın:

  •        Kesi yerinde hassasiyet, kızarıklık şişme veya akıntı gibi enfeksiyon belirtileri gelişirse
  •        Yoğun ve uzun süreli vajinal kanamanız olursa
  •        Kanlı öksürük, keskin göğüs ağrısı ya da ani nefes darlığı gibi akciğerde kan pıhtısı belirtileriniz varsa
  •        Ezici göğüs ağrısı gibi kalp krizi işaretleri varsa
  •       Baldırınızda sürekli ağrı gibi bacakta kan pıhtısı belirtileriniz varsa
  •         Ani şiddetli baş ağrısı, görme veya konuşma sorunları veya kolda ya da bacakta uyuşma gibi inme belirtileriniz varsa
  •       Ani kısmi ya da tam körlük gibi gözde kan pıhtısı belirtileriniz varsa
  •         Karnınızda şiddetli ağrı, şişme ya da hassasiyet gibi olası dış gebelik ya da safra kesesi veya karaciğer problemi belirtileri varsa
  •       Özellikle ateş, halsizlik, iştahsızlık, koyu renkli idrar veya açık renkli bağırsak hareketlerine eşlik eden, deride ve göz aklarında sararma gibi sarılık belirtileriniz varsa
  •       Memede kitleler gelişirse
  •        Uyku sorunları, yorgunluk ya da mutsuz hissetmek gibi depresyon belirtileri yaşarsanız  
  •        Implanon takıldıktan sonra hamile olabileceğinizi düşünürseniz

Progesteron kullanımı, kan pıhtısı ve kalp krizi riski ile ilişkilidir. Buna rağmen tek başına verildiğinde östrojenin kan pıhtıları oluşma ihtimalini arttırdığı bilinmektedir ve doğum kontrol yöntemlerinin çoğu östrojen ve progesteron içerir.

Implanonun üç yıla kadar gebeliği önlemektedir. Gebelikten korunmanın sürdürülmesi için üç yılın ardından cihaz çıkarılmalı ve yerine yenisiyerleştirilmelidir.

Aşağıdaki durumlarda Implanonun daha erken çıkarılmasınıönerilebilinir:

  •  İskemik kalp hastalığı gelişirse
  •  İnme geçirirseniz
  •  Auralı migreniniz varsa
  •  Sarılık gelişirse
  •  Ciddi depresyon yaşarsanız

 

Bazı çiftler, herhangi bir noktada hamile kalmak istemediğine karar verirler. Bu gibi durumlarda, sterilizasyon bir seçenektir. Hem erkekler (vazektomi) hem de kadınlar sterilize edilebilir. Vazektomi daha emniyetli ve daha güvenlidir. Kadınlarda çoğu sterilizasyon tüplerin çıkartılması veya koter ile tıkanması yolu ile yapılır. Bu anestezi altında bir anahtar deliği yöntemi (laparoskopi) ile yapılabilir. Epidural anestezi (belden aşağı uyuşturma) altında (uykuda değil) mini-laparotomi (anahtar deliği yerine cilt insizyonu), kalp problemleri olan bazı kadınlar için daha güvenli olabilir (laparoskopi, rahmin ve tüplerin görüntülenmesi için, karın içine yüksek basınçta gaz koymayı içerir ve bu kalbi etkileyebilir).

Essure yakın zamanda piyasaya sürülen yeni bir tekniktir. Essure sisteminin yerleştirilmesi sırasında, vajina ve rahim ağzınızdan, rahminizin ve fallop tüplerinizin içine küçük metal ve tel halkalar yönlendirir. Essure sistemi, fallop tüplerini tıkar ve halkaların etrafında skar dokunun oluşmasına neden olur. Böylece spermin yumurtaya ulaşmasını engeller. Essure sistemi, adet döngüsünü etkilemez. Bu yöntem, histeroskop (rahim içine bakmak için vajinadan ve serviksten geçirilen küçük bir teleskopik mikroskop) yoluyla yapılır. İşlem lokal anestezi veya intravenöz sedasyon altında yapılabilmektedir. Kalp problemi olan kadınlarda oluşabilecek komplikasyonlar ile başa çıkabilecek tam donanımlı bir merkezde yapılmalıdır. Essure henüz geniş çapta mevcut değildir ve Türkiye’de rutin olarak bulunmamaktadır.

İlaç almanın unutulduğu veya prezervatifin zarar gördüğü durumlar gibi korunmasız cinsel ilişkiden sonra acil kontrasepsiyon beş güne kadar kullanılabilir. Ertesi gün hapı, bir progestin olan levonorgestrel hormonu veya bir progesteron agonist-antagonist olan ulipristal asetat içeren acil bir doğum kontrol türüdür. Adet döngünüzün neresinde olduğunuza bağlı, ertesi gün hapı yumurtlamayı önleyebilir veya erteleyebilir, döllenmeyi engelleyebilir veya döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesinin önüne geçer. Zaten hamileyseniz ertesi gün hapı almayın.

Ertesi gün hapının yan etkileri arasında şunlar bulunabilir:

  •       Bulantı ve kusma
  •       Baş dönmesi
  •       Yorgunluk
  •       Baş ağrıları
  •       Meme duyarlılığı
  •       Adet dönemleri arasında kanama veya daha ağır adet kanaması
  •       Alt karın ağrısı veya kramplar
  •       İshal

Yan etkiler genelde birkaç gün sürer.

Ertesi gün hapını kullanmak adet döneminizi bir hafta geciktirebilir. Eğer adet döneminiz bir haftadan daha uzun süre geciktiyse gebelik testi yapın. Bir haftadan uzun süren kanama veya lekelenmeniz varsa ya da ertesi gün hapını aldıktan sonra 3-5 hafta şiddetli alt karın ağrısı oluştuysa sağlık uzmanınızla iletişim kurun. Bunlar düşük veya döllenmiş yumurtanın rahim dışına, genelde yumurtalık kanalına yerleştiği dış gebelik belirtileri olabilir.

Acil doğum kontrolü korunmasız bir cinsel ilişkiden sonra gebeliği önlemek için etkili bir seçenektir ama diğer doğum kontrol yöntemleri kadar etkili değildir ve rutin kullanım için önerilmez. Tek sefer korunmasız cinsel ilişkiye girip ertesi gün hapını doğru biçimde kullanan her 100 kadından 1 veya 2’si hamile kalacaktır. Ertesi gün hapı cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korumaz.

Bakır RİA (spiral), acil kontrasepsiyonun en etkili yöntemidir ve gebeliklerin yüzde 99'undan fazlasını engeller. Daha sonrasında RİA kullanmaya devam edebilir veya bir sonraki döneminiz geldiğinde kolayca çıkarttırabilirsiniz.

Konjenital kalp hastalığı olan tüm kadınlar için acil kontrasepsiyon  güvenlidir ve kullanabilir. Sadece progestin (levonorgestrel) içerir, ve östrojen içermediği için tromboz riski yoktur.

Konjenital kalp hastalığı olan kadınlar için birçok doğum kontrol yöntemi bulunmaktadır. Bu kafanızı ve kalbinizi komplike etmekle birlikte, sizin için güvenli ve etkili bir yöntem olduğu anlamına gelir.