Ana Sayfa Hastalıklar ASD ve PFO

ASD ve PFO

ASD boyutu, tipi ve yeri tedavi şeklini belirler. En sık görülen tip “sekundum ASD” olarak adladırılan tiptir. Bu tip ASD’ler duvarın orta kısmında yerleşmiştir ve çoğu kez girişimsel yöntem ile (kasıktan girilerek) kapatmaya uygundur. ASD yoluyla sol kulakçıktan sağ kulakçığa geçen kan miktarı belirli bir miktarın üzerinde ise ASD kapatılmalıdır. Daha nadir görülen, karıncık ve kulakçıkları birbirinden ayıran kalp kapaklarına (atriyoventriküler kapak) komşu ASD’ler “primum ASD” olarak adlandırılır ve ameliyat ile kapatılmaları gerekir. Bu tip ASD’lerde kapak tamiri de gerekebilir. Diğer bir ASD tipi olan “sinus venozum tipi ASD” ise kulakçıklara kanı taşıyan damarların giriş kısmına yerleşmiş deliklerdir. Bu tip delikler de ameliyat ile kapatılmalıdır.

 

Anne karnındaki fetüste kalbin sağ ve sol kulakçıkları arasındaki duvarda sağdan sola kan geçişini sağlayan bir açıklık bulunur. Bu açıklık PFO olarak anılır ve anne karnında açık bulunması zorunludur. Doğuştan sonra akciğerlerin dolaşıma katılması ile birlikte bu açıklık kapanır. İnsanların beşte birinde ise bu açıklık tam olarak kapanmaz. Bu durumun normalde herhangi bir soruna neden olması beklenmez. Ancak nadiren toplardamar sisteminde oluşan pıhtılar bu delikten geçmek suretiyle beyine giderek felçlere neden olabilir. Bu durumda PFO’nun kapatılması önerilir. PFO kapatma işlemi girişimsel yöntem ile yapılır.

Kalbin sağ ve sol kulakçıkları arasındaki duvarda doğuştan delik bulunmasıdır. VSD den sonra ikinci sıklıkta görülen doğumsal kalp hastalığıdır. Bu durumda sol kulakçıktaki temiz kan sağ kulakçığa geçer ve sağ kalbin akciğerlere pompalaması gereken  kan miktarı artar. Zamanla (genellikle 20’li yaşlarda) aşırı hacim yüklenmesi akciğer atardamarında basınç artması (pulmoner hipertansiyon) ve kalp yetersizliğine neden olabilir ve yaşam süresini kısaltabilir. İleri yaşlarda ise akciğer damarlarında geri dönüşümü olmayan hasar meydana gelebilir. Ayrıca toplardamar sisteminde oluşan pıhtılar bu delikten geçmek suretiyle beyine giderek felçlere neden olabilirler.