Ana Sayfa Tanı & Tedavi Tedavi Yöntemleri Girişimsel Elektrofizyoloji

Ablasyon

 

İntrakardiyak Elektrofizyolojik Çalışma ve Kateter Ablasyon

 

İntrakardiyak elektrofizyolojik çalışma (electrophysiological study - EPS) daha çok tedavi amacıyla uygulanmaktadır. Özellikle ventriküler aritmi düşünülen hastalarda tanısal çalışma olarak kullanılabilir.  Ablasyon; kardiyak ritm bozukluklarının tedavi veya kontrolü amacıyla, ritm bozukluğuna neden olan kalp kası dokusu, aksesuar bağlantılar veya özelleşmiş iletim sisteminin kateter metotları veya cerrahi ile tahrip edilmesidir. Radyofrekans kateter ablasyon (RFA) ise çocukluk yaş gurubunda ilk olarak Van Hare ve arkadaşlarınca 1989 yılında kullanılmıştır. 

 

Bugün değişik kalp ritm bozukluklarının tedavisinde kullanılmakta olan kateter ablasyonu girişimsel  bir yöntem olduğundan uygulanacağı zaman çok iyi belirlenmelidir. Hayatı tehdit etmeyen ritm bozuklukları olan hastalarda, ataklar yeterince sık ve şikayetlere neden  olursa ilaçla tedavi gerekli olur. Verilen tedavi, atakları kontrol altına alamaz veya kullanılan ilaçlara bağlı ciddi organ veya kardiyak (proaritmi) yan etkiler ortaya çıkarsa, ablasyon seçilmesi gereken tedavi yöntemidir. 

 

Radyofrekans Ablasyon

Radyofrekans ablasyon (RFA) sırasında, ablasyon kateterinin ucundaki elektrod ile radyofrekans enerji kalp dokusuna iletilir. İletilen enerji 30-60 saniye boyunca dokuyu 50-70 °C’ye kadar ısıtarak yaklaşık 5-7 mm çapında ve 3 mm derinliğinde doku hasarına neden olur. Radyofrekans uygulama sonrası bildirilen önemli yan etkiler koroner arter zedelenmesi, kalpte delinme, pıhtı atması, kalıcı tam kalp bloğu ve ölümdür. Çeşitli araştırmalarda yan etki oranı % 4 olarak bildirilmiş, ancak ölüm saptanmamıştır.  Yan etki görülme oranı son yıllarda oldukça azalmıştır. Ucundan sıvı verilerek ablasyon yapılan kateter tiplerinde daha derin doku hasarı oluşturmak mümkün olabilir. 

 

Kriyoablasyon

Radyofrekans ablasyon radyofrekans enerjiyi ısıya çevirerek doku harabiyeti yaratırken, kriyoablasyon sıvı nitrojen vasıtasıyla dondurarak doku harabiyeti oluşturmaktadır. En önemli dezavantajları kateterin hareketlerinin kontrol edilmesinin zor olmasıdır, bu kalpte ulaşmanın zor olduğu bölgelerde soruna neden olabilir. Kalbin normal iletim sistemine çok yakın bölgede ablasyon işlemi uygulanması gereken riskli durumlarda RF ablasyona göre daha güvenlidir.

 

İleri Haritalama Teknikleri

Klasik haritalama yöntemlerinde, floroskopik (radyolojik) görüntüleme altında elektrofizyoloji kateterleri kalbin içerisindeki belirli bölgelere yerleştirilmekte, bu bölgelerden kayıtlar alınarak aritmi mekanizması belirlenmektedir. Başarılı bir ablasyon için ayrıntılı bir haritalama şarttır. Konvansiyonel yöntemin en önemli dezavantajı floroskopi bağımlı olmasıdır. Özellikle komplike vakalarda floroskopi kullanım süresi uzamakta ve iyonize radyasyona maruziyet artmaktadır. Özellikle kalp cerrahisi geçirmiş doğumsal kalp hastalarında, konvansiyonel yöntemler çoğu zaman yetersiz kalmaktadır. Elektroanatomik veya “noncontact” haritalama sistemlerinin kullanıldığı üç boyutlu haritalama yöntemleri karmaşık ritm bozukluklarının ablasyonunda yeni bir çığır açmıştır. 

 

Elektroanatomik Haritalama (CARTO)

 

CARTO (Biosense Webster, Diamond Bar, CA, ABD) sisteminde, kateterizasyon masasının altına yerleştirilen bir mıknatıs ve ucunda algılayıcı bulunan bir kateter kullanılarak kalbin üç boyutlu görüntülemesi yapılır. Elde edilen elektriksel ve uzaysal bilgiler bilgisayarda kaydedilir. Yeterli sinyal elde edildikten sonra bilgisayar programı yardımıyla kalbin üç boyutlu elektroanatomik haritası oluşturulur. Harita elde edildikten sonra x-ışınları kullanılmadan bilgisayar ekranında kateter ucunun hareketini izlemek mümkün olur. CARTO sistemi ile haritalama yapmak; harita üzerinde belirli noktalara işaret koymak ve sonrasında aynı noktaya yeniden kateteri ilerletmek mümkündür. Özellikle, bazı doğumsal kalp cerrahisi sonrası gelişen atriyal taşikardilerin ablasyonunda CARTO sisteminin son derece faydalı olduğunu gösteren çok sayıda yayın bulunmaktadır. Haritalama için kullanılan kateterler sisteme özeldir. Farklı kateterlerle haritalama yapmak bugün için mümkün değildir. 

 

EnSite NavX

 

EnSite NavX (St Jude Medical, St Paul, MN, ABD) sisteminde, standart elektrofizyoloji kateterleri kullanılarak ölçülen intrakardiyak elektriksel sinyaller her üç düzlemde de lokalize edilir ve kalbin üç boyutlu görüntülemesi elde edilir.  Elde edilen harita üzerinde ablasyon uygulanan noktalar ve elektrofizyolojik olarak önemli olan noktalar işaretlenebilir. Sistemin x-ışını ihtiyacını hemen hemen tamamen ortadan kaldırması yöntemi son derece çekici hale getirmektedir. Sistem Carto sistemine benzer özellikler gösterir ve özel kateter kullanımına gereksinim duymaz. 

  • Öykü ve Fizik İnceleme

Öyküde çarpıntının ne zaman başladığı, kaç kez çarpıntı olduğu, çarpıntının ne kadar sürdüğü, fiziksel aktivite ile ilişkisi sorulmalıdır. Bundan sonra çarpıntının özellikleri sorgulanmalıdır. Çarpıntının başlaması ve sonlanmasının ani olması “reentrant” bir taşikardiyi düşündürmelidir. Yavaş başlayıp sonlanan çarpıntılar daha çok otomatik aktiviteye bağlı olarak gelişen taşikardileri akla getirmelidir. Emosyonel olaylar sonrasında görülen çarpıntılarda psikolojik nedenler söz konusu olabilir. 

 

Çarpıntı sırasında veya sonrasında baş dönmesi, göğüs ağrısı, halsizlik ve  senkop gibi semptomlar eşlik edebilir. Bu şikayetler hastada ciddi bir ritm bozukluğuna bağlı olabilir. Özellikle senkopla beraber seyreden hastalarda ventriküler ritm bozuklukları düşünülmelidir.    

Yardımcı Laboratuvar Tetkikleri

 

1) Elektrokardiyogram
Çarpıntı sırasında elde edilen elektrokardiyogram (EKG) tanısal açıdan çok yardımcıdır.  Taşikardinin tipini ve nereden kaynaklandığını EKG analizi yaparak birçok durumda belirlemek olasıdır. 

 

2) Egzersiz Testi
Şikayet anında EKG kaydı yapılamayan vakalarda egzersiz testi yapılarak taşikaridi ortaya çıkarılmaya çalışılmalıdır. Egzersiz kapasitesini ölçmeye yarayan klasik testlerden daha çok ani ve çok yoğun egzersizin yaptırıldığı “burst” test yapılmalıdır. Bu test sırasında treadmill eğimi ve hızı manuel olarak artırılarak hasta zorlanmalıdır. Bu test sırasında ventriküler taşikardiler ortaya çıkarılabilir. Bazı supraventriküler taşikardilerde ortaya çıkartılabilir. Özellikle testin sonlandırılmasından sonra bu taşikardiler ortaya çıkabilir.

 

3) 24 Saatlik Holter Monitorizasyon
Özellikle günlük çarpıntı yakınması olan hastalarda oldukça faydalıdır. Hastanın gündelik yaşamını devam ettirmesi bu incelemenin sağlıklı olarak yapılması için gereklidir.  Holter incelemesinde hastanın şikayeti olduğu andaki kayıtlar normalse hastada bir taşikardi olasılığı ekarte edilebilir. Hastanın yakınması olmasada kısa süreli supraventriküler taşikardi atakları saptanabilir.

 

4) Olay Kaydediciler  (event recorder)

Bazı hastalarda daha uzun süreli izleme imkanı veren olay kaydedicilerin en az günler boyunca kullanılması ile semptom sırasında EKG kaydının yapılması mümkün olabilir. Bu süre içinde yakınma olmazsa izlem süresi daha da uzatılabilir. Bu yöntemle semptom anında elde edilen EKG incelenerek taşikardi mekanizması aydınlatılabilir. Taşikardi yakınması bayılma gibi çok ciddi yakınmalarla birlikte olan hastalarda tanı konulamıyorsa, ve yakınmalar  çok uzun zaman aralıkları ile gelişiyorsa cilt altına yerleştilen “insertable loop” kaydediciler kullanılabilir. 

 

Taşikardi tipleri nelerdir?

 

 

1) Supraventriküler Taşikardi

 

  • Taşikardi altta yatan kalp hastalığı nedeniyle iyi tolere edilmez, sorunlara neden olur. Bunun yanında ilaç tedavisi yan etkilerin sık olarak gözlenmesi nedeniyle oldukça problemlidir.
  • Bunların arasında en sık görülen mekanizma döngüsel uyarılmadır (reentry). Bu mekanizmanın yol açtığı supraventriküler taşikardi (SVT) en sık görülen tipleri ise; atriyal flutter, atriyal fibrilasyondur.  Sağ atriyumun büyüdüğü vakalarda atriyal flutter-fibrilasyon gelişebilir.  Atriyal septal defektli , Fallot  tetralojili hastalarda kalp ameliyatı sonrasında atriyal flutter ve fibrilasyon gibi atriyal aritmiler sık olarak gözlenir. Atriyal fibrilasyon daha çok mitral kapak hastalıklarında saptanır.
  • İntraatriyal reentrant taşikardi (IART) kulakçıkların kesilerek ameliyat edilen hastalarda gelişebilir. Oluşan nedbe dokusu, yamalar bu taşikardinin         oluşmasında önemli rol oynar. Hastalarda ameliyat sonrası devam eden kalp sorunları taşikardi oluşmasını kolaylaştırır.  İART özellikle atriyal cerrahi  uygulanan Mustard, Senning, Fontan ve ASD kapatılmasının ardından sık olarak gözlenir.
  • İART sık olarak tekrar ediyorsa antiaritmik tedavi başlanarak tekrarlar önlenmelidir. Digoksin ilk tercih edilecek ilaçtır. Cevap alınamayan vakalarda amiodaron seçilecek ajan olmalıdır. Kronik tedavide etkili bir antiaritmik ilaç bulunmamaktadır. Çeşitli antiaritmik ilaç kombinasyonları gerekebilir.
  • Tedaviye cevap vermeyen vakalarda radyofrekans kateter ablasyon gereklidir.  Bu yöntemin bu hasta grubunda uygulanması oldukça zordur, başarı şansı göreceli olarak daha düşüktür ve tekrarlar oldukça sıktır. Yeni reentrant halkalar gelişmesine bağlı tekrarlar oluşur. Son yıllarda üç-boyutlu elektroanatomik haritalama ile bu vakalarda başarı şansı artmış, tekrar oranı azalmıştır.
  • Ataklarla seyreden vakalarda antiaritmik tedaviye ilaveten kalıcı kalp pilleri kullanılabilir. 


2) “Junctional” Ektopik Taşikardi

 

“Junctional” ektopik taşikardi (JET) ameliyat sonrası erken dönemde görülebilen tehlikeli bir taşikardidir.  Ritm His hüzmesinden orijin alır ve karıncıklara normal iletim sisteminden yayılır. Hızı vücut ısısı ve otonomik tonüs ile değişiklik gösterir, hızlı uyarım ve elektriksel şokla sonlandırılamaz.  3-10 gün içinde kendiliğinden sonlanır. Yüksek hızı nedeniyle ameliyat edilmiş bir hastada kalp yetmezliğine neden olur. Hipotermi taşikardi hızını azaltmada etkilidir. Propafenon ve amiodaron gibi ilaçlar bu taşikardinin tedavisinde başarı ile kullanılırlar . Bu nedenle hipotermi son yıllarda pek kullanılmamaktadır. 

 

3) Karıncık Taşikardileri- Ventriküler Taşikardi (VT)

Doğumsal kalp hastalıklarının cerrahi tedavisi sonrasında kalp karıncıklarına ait ritm bozuklukları nadirdir.  Ciddi problemlere ve ani ölüme neden olabilirler.  Karıncık ekstrasistolleri kalp cerrahisi geçirmiş hastalarda dikkate alınmalıdır. Polimorfik ve ikili-üçlü atımlar daha kötü prognozla ilişkilidir. Bu hastalarda 24 saatlik ambulatuvar EKG ve eksersiz EKG ile tedavi planlanmalıdır. Birçok hastada tedavi gerekmemektedir.

 

  •  Karıncık taşikardisi (ventriküler taşikardi: VT) geniş QRS atımlarla karakterizedir. Karıncıklarda genişleme, kalınlaşma,  bağ dokusu artımı, kan elektrolitlerinde bozukluklar, yüksek katekolamin düzeyleri (egzersiz), yavaş kalp atımları ve ilaçlara bağlı oluşan aritmiler (proaritmi)  tetikleyen diğer faktörlerdir.
  •  Çarpıntı, göğüs ağrısı, bayılma ve kalp durması gibi bulgularla karakterize olabilir. En sık Fallot tetralojisi nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan vakalarda görülür.
  •  24 saatlik ambulatuvar ve transtelefonik EKG rutin kontrol sırasında uygulanmalıdır.  Ekzersiz testinde prematür ventriküler atımlar artma gösteriyorsa kötü prognozu işaret eder. Ekokardiyografi ile kapak yetmezlikleri ve ventrikül büyüklük-fonksiyonları değerlendirilmelidir.   
  •  Bayılma, canlandırma uygulanmış kardiyak arrest gibi ciddi semptomlar varsa; veya çarpıntı gibi yakınmalar girişimsel olmayan yöntemlerle tam olarak aydınlatılamıyorsa elektrofizyolojik çalışma yapılmalıdır. Negatif bir çalışma sonucu hastanın yakınmalarının ritm problemi ile ilişkili olmadığını göstermez.

 

Antiaritmik ilaçlar, kateter ablasyon ve defibrilatörler (İCD)  tedavide kullanılırlarTedavinin tipine altta yatan hastalık, aritmi tipi ve tedaviye olan cevaplarına göre karar verilmelidir.